Girişimcinin El Kitabı
Sona Ererken
Bir işletmenin ömrü, onun türüne bağlı olabilir. Gerçek kişi tacirin ölmesi, ticari işletmesinin de sona ermesi sonucunu doğurabilir. Şirketlerin (tüzel kişilerin) ömrünün ne kadar olacağı kuruluş sözleşmesi ile sınırlı veya sınırsız süre ile belirlenebilir. Yine de ecelleri, öngörülen sürelerden önce gelebilir.
Bu aşamaya kadar limited şirketler üzerinden incelemeler ve değerlendirmeler yapılmıştır. TTK’nin 636(1). maddesinde sona erme sebepleri a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle, b) Genel kurul kararı ile, c) İflasın açılması ile ve d) Kanunda öngörülen diğer sona erme halleriyle şeklinde belirtilmiştir. Şirket sözleşmesi ile şirketin belirli bir faaliyeti, örneğin Ankara’dan İstanbul’a kadar demiryolu yapması öngörülmüşse ya demiryolunun yapılması ya da genel kurulca yapılmasının imkânsız hale geldiğinin anlaşılması üzerine şirket sona erer. Ayrıca genel kurul, herhangi sebep olmaksızın da şirketin sona ermesine karar verebilir.
Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse şirketin feshine karar verir (TTK m. 636(2). Şirketin müdürünün vefatı, yerine uzun süre şirketi temsil edecek kişinin atanmaması veya atanamaması da şirketin sona ermesine sebep olabilir. Benzer şekilde haklı sebeplerin varlığında her ortak, mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Kâr elde etmek için kurulan şirketin uzun süre kâr elde edememesi; elde edilen kârın ortaklara dağıtılmaması; sermaye artırımı gerekli olduğu halde sermayenin artırılmasına karar verilememesi gibi haller, haklı nedenler olabilir. Şayet şirketin devamında, örneğin işçilerin, devletin vb. korunması gereken menfaati olduğu düşünülürse şirketin sona erdirilmesi yerine, ortağın ortaklıktan çıkarılmasına da karar verilebilir.
Sona eren şirket tasfiye hâline girer. (2) Tasfiye hâlindeki şirket, pay sahipleriyle olan ilişkileri de dâhil, tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğini korur ve ticaret unvanını “tasfiye hâlinde” ibaresi eklenmiş olarak
kullanır. Bu hâlde organlarının yetkileri tasfiye amacıyla sınırlıdır (TTK m. 533). Şirket tasfiye hâline girince organların görev ve yetkileri, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan ancak nitelikleri gereği tasfiye memurlarınca yapılamayan işlemlere özgülenir.
Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrıca tasfiye memuru atanmadığı takdirde tasfiye, yönetim kurulu tarafından yapılır. Tasfiye memurları, pay sahiplerinden veya üçüncü kişilerden olabilir. Tasfiye ile görevlendirilenler, esas sözleşmede veya atama kararında aksi öngörülmemişse olağan ücrete hak kazanırlar. Yönetim kurulu, tasfiye memurlarını ticaret siciline tescil ve ilan ettirir. Tasfiye işlerinin yönetim kurulunca yapılması hâlinde de bu hüküm uygulanır. Şirketin feshine mahkemenin karar verdiği hâllerde tasfiye memuru mahkemece atanır (TTK m. 536). Tasfiye memurları, görevlerine başlar başlamaz şirketin tasfiyenin başlangıcındaki durumunu incelerler; gerekirse şirket mallarına değer biçmek için uzmanlara başvurarak, şirketin malvarlığına ilişkin durumu ile finansal durumunu gösteren bir envanter ile bilanço düzenler ve genel kurulun onayına sunarlar. Envanter ve bilançonun onaylanmasından sonra, tasfiye memurları şirketin envanterde yazılı bütün malları ile belgelerine ve defterlerine el koyarlar (TTK m. 540). Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla diğer alacaklılar, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve şirketin İnternet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler. ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar. Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilir. Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir. Diğelim ki bu gibi borçlar yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olsun; bu hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurları, haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı sorumlu olabilirler (TTK m. 541). Tasfiye hâlinde bulunan şirketin borçları ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığı, esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri arasında ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranında dağıtılır. Tasfiye payında imtiyazın varlığı hâlinde esas sözleşmedeki düzenleme uygulanır. Alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe kalan varlık dağıtılamaz. Şu kadar ki, hâl ve duruma göre alacaklılar için bir tehlike mevcut olmadığı takdirde mahkeme bir yıl geçmeden de dağıtmaya izin verebilir. Esas sözleşme ve genel kurul kararında aksine hüküm bulunmadıkça dağıtma, para olarak yapılır (TTK m. 543). Madde 545- (1) Tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaret unvanının sicilden silinmesi tasfiye memurları tarafından sicil müdürlüğünden istenir. İstem üzerine silinme, tescil ve ilan edilir (TTK m. 544). Sicilden terkin edilen bir şirket, şartlarının varlığı halinde yeniden ihdas edilebilir.