TEDE-PORT

Girişimcinin El Kitabı

Girişimcinin El Kitabı

Girişim ve Girişimcinin Sorumlulukları

Girişim, insan ve onun oluşturduğu yapılar eliyle gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla her girişimin arkasında bir girişimcilik öyküsü söz konusudur. Girişim ve girişimcilik kavramlarına ilgili bölümlerde ayrıntılı olarak değinildiğinden bu kısımda girişim ve girişimcinin sorumlulukları konularına yer verilmiştir.

Ticari amaç ağırlıklı olmak üzere sosyal veya yardım amaçlı da bazı girişimlerden söz etmek mümkündür. Konumuz itibariyle kâr amaçlı ticari girişimleri ele alınmış olmakla birlikte, burada yer verilen açıklamaların aslında kâr amacı olmayan hemen her tür girişim için de söz konusu olduğu söylenebilir. Çünkü her girişim aynı zamanda bir kaynak kullanımıdır ve her tür kaynağın kullanımı ilgili çevreyi ve toplumu da olumlu veya olumsuz etkiler.

Girişimleri oluşturan, karar alan ve girişimlerin uygulamalarına yön verenler büyük ölçüde girişimcilerdir. Girişimlerin kurumsal sorumlulukları da dolayısıyla girişimcinin sorumluluklarıyla örtüşür. Burada kurumsal anlamda girişimlerin sorumluluklarından söz ederken girişimci dışındaki yönetici ve karar alıcılar ile uygulayıcıların da sorumluluklarından söz edilmesi gerekir. Dolayısıyla girişimcinin sorumluluklarının yanında profesyonel yönetici, karar alıcı ve uygulayıcıların sorumlulukları da söz konusudur. Bu kısımda ifade edilecek girişimcinin sorumluluklarına benzer şekilde daha az kapsayıcı olsa da bu konumdakilerin sorumluluklarına da değinilmiş olduğu düşünülmektedir.

Hemen her pozisyonda olan ve kendine göre görev icra eden bireyin bireysel ve sosyal sorumluluklarının yanında bu kısımda girişimcinin örnek olma sorumluluklarına ayrı bir başlıkta yer verilmesi uygun görülmüştür. Bu bağlamda girişimcinin bireysel ve sosyal sorumlulukları ile örnek olma sorumluluğuna aşağıda örnekleriyle yer verilmeye çalışılmıştır.

2.1. Bireysel Sorumluluklar

Toplumun bir parçası olan insanın her şeyden önce birey olarak sorumluluklarından söz edilir. Her insanın bireysel sorumluluklarını yerine getirmesi suretiyle grup ve toplum içindeki ilişkiler daha öngörülebilir hale gelir. Bir başka ifadeyle bireysel sorumluluklara yönelik farkındalığın güçlü olması sonucunda toplumsal hayat da daha öngörülebilir olup kolaylaşır.

Aile içinde, komşular arası, arkadaş ve sosyal çevreler ile iş hayatında bireysel sorumlulukların yerine getirilmesi grup, veya toplum içindeki ilişkilerin rahatlamasına yol açar. Bireysel sorumlulukların yerine getirilmesiyle aynı zamanda toplumsal maliyetler de azalır.

Sağlığına ilişkin bireysel sorumluluklarını yerine getirmekle insan, sağlık sistemi üzerindeki yükü azaltırken sosyal güvenlik maliyetlerinin düşük seviyede kalmasına yol açar ve daha acil sağlık ihtiyacı olan bireylere yeterince zaman ve imkan ayrılmasına katkıda bulunmuş olur. Çevresini kirletmeme sorumluluğunu yerine getiren birey ile trafikte kurallara uygun hareket eden insan da hem diğer insanların hayatını kolaylaştırır hem de telafi etme maliyetlerini azaltmış olur.

Girişimlerin de kendi çalışma konularına yönelik ürün geliştirme, üretim, tedarik pazarlama ve satış sonrası hizmetler bakımından bireysel sorumluluklarından söz edilebilir. Bu noktada ihtiyaca uygun üretim yanında, kaynakların etkin ve verimli kullanımı, yeni teknolojilere adaptasyonun gözetilmesiyle kullanıcı veya müşteriye daha fazla katkı sunulması da her girişimin sorumlulukları arasında sayılabilir. Bütün bu faaliyetlere yönelik bireysel sorumluluklarla birlikte girişimlerde bu işleri yerine getirenlere yönelik ücret ve çalışma haklarının yerine getirilmesi ve diğer paydaşların haklarının gözetilmesi sorumlulukları da göz ardı edilemez.

2.2. Sosyal Sorumluluklar

Dikkat edilirse her bireysel sorumluluğun sosyal sorumluluklar arayüzü vardır. Üstelik bu arayüzün ayırt edilmesi de her zaman çok kolay olmayabilir. Zira bireysel sorumluluğun yerine getirilmemesiyle birlikte ortaya ciddi toplumsal ve sosyal maliyetler çıkabilir.

Bu çerçevede bakılacak olursa, trafikte kuralına uygun sürüş yapmayan ya da yaya olarak davranmayan biri bireysel sorumluluklarına aykırı olan bu tür eylemleri sonucunda ilk etapta sınırlı sayıda olumsuzluk yaşayacak diğer insanlara yönelik sorumluluklarla karşı karşıya kalabilir. Genel olarak değerlendirildiğinde ise bu tür eylemlerin sağlık ve sosyal güvenlik sistemine maliyetleri bağlamında tüm topluma etkisi ile karşılaşılır.

İnsanı bu anlamda bireysel sorumluluktan sosyal sorumluluklarının bilincine doğru yönlendirmede sosyal sorumlulukla ilgili kurumsal çabalara ihtiyaç duyulur. Zira insanın birey olarak sosyal sorumluluklarıyla ilgili harekete geçmesi için çoğunlukla teşvik edici ya da yönlendirici kurumsal düzenlemelerin önemli olduğu söylenebilir. Bu sebeple bireyin sosyal sorumluluklarının kendisi tarafından hatırlanması veya bu sorumluluklarının öğrenilmesinin tesadüflere bırakılmaması beklenmemelidir (Torlak ve Tiltay, 2017:23). Girişimler bakımından durum oldukça benzerdir. Bireysel olarak bazı girişim sorumluluklarının aksaması sonucunda örneğin yeterli miktarda arzın piyasaya sunulamaması ve dolayısıyla talebin karşılanamaması sonucuyla karşı karşıya kalınabilir. Örneğin bir fırıncı tedarik sorumluluğu bakımından en temel girdi olan un tedarik planlamasını yeterince titiz yapamaz veya elektrik faturasını zamanında ödememek suretiyle üretim planlamasını yönetemez ise kendi müşterileri olarak market ve bakkalların yeterince ekmeği alamamasına ve dolayısıyla ekmek tüketicilerinin taleplerinin karşılanamamasına sebep olmuş olur. Benzer şekilde sac veya cıvata üreten bir girişimin bireysel sorumlulukları bakımından siparişlerini söz verdiği zamanda söz verdiği miktarda müşterilerine teslim edememesi durumunda bireysel sorumluluklarını yerine getirmemiş olmasının sosyal sonuçları da ortaya çıkabilir. Buna bağlı olarak bir başka girişimci kendi söz verdiği siparişi zamanında tamamlayamamış, bir okul ya da fabrikanın çatısı zamanında kapatılamamış olur ve peşi sıra değişik mağduriyetler, sosyal ve ekonomik maliyetler ortaya çıkar.

Bu ve benzeri çok sayıdaki örnekten anlaşılabileceği üzere, bireysel sorumlulukları çok basite almamak gerekir. Nasıl ki bir öğretmenin bireysel sorumluluklarını aksatması sonucunda toplumların geleceği olarak gençlerin zayıf yetişmesi gibi bir sosyal sorumluluk konusu oluşabilirse bir girişimin de kendi sorumluluklarının hesap edilmesi zor ve telafisi oldukça yüksek maliyetler gerektiren sosyal sorumluluk konularını beraberinde getireceğini aklından çıkarmaması gerekir.

2.3. Girişimcinin Örnek Olma Sorumluluğu

Bireysel ve sosyal sorumlulukların böylesine iç içe geçtiği dikkate alındığında, girişimin asıl sahibi ve sürükleyicisi olarak girişimcilerin örnek olma sorumlulukları daha da önemli hale gelmektedir. Tarihi birikiminde ahilik örgütlenmesi gibi bir birikimi barındıran ülkemiz örneği bağlamında girişimcinin örnek olma sorumluluğunun daha da önemli bir konu haline geldiği rahatlıkla ifade edilebilir. Son yıllarda genel olarak toplumun ahlaki değerlerindeki yozlaşmadan ve buna bağlı olarak da iş dünyasında ahlaki değerlerin oldukça zayıfladığından söz edildiği dikkate alındığında, girişimcinin örnek olma sorumluluğu, üzerinde daha fazla durmayı gerektiren bir konudur.

Esnaflık tarihi birikimine sahip bir toplum olarak üzülerek ifade etmek gerekir ki bu konulardaki örnek olma sorumluluklarında her geçen gün olumsuz örnek sayısında da artış yaşanmaktadır. Böyle bir yargıda bulunurken elbette iyi örnekleri ve bu iyi davranışları gösteren girişimcilerimizi de yok saymadığımızı ve onlara teşekkür borçlu olduğumuzu ifade etmek isteriz.

Girişimci; sözünde durma, yerine getiremeyeceği sözü vermeme, tedarikçilerine ve çalışanlarına haklarını zamanında ödeme, ürettiği ürüne değer katma ve müşterisine zarar verecek ya da onun kendisine veya işine zarar vereceğini ya da işine yaramayacağını düşündüğü ürünleri satmama, rekabet ederken hile yalan ve dolana sapmadan işini yapmaya çabalama, müşterisini doğru bilgilendirme ve benzeri çok sayıdaki konuda örneklik yapma sorumlulukları bulunan kişi olduğunu unutmamalıdır. Ne pahasına olursa olsun kazanma yaklaşımının baskın olduğu günümüz iş dünyasında ifade edilen bu örneklerin çoğu zaman ve çoğunluk tarafından “enayilik” veya daha masum ifadesiyle “saflık” şeklinde değerlendirildiği, bilinen bir gerçeklik olarak karşımızdadır. Ancak hemen ifade edelim ki her ekonomik kriz dönemi sonrasında da ekonominin ve dolayısıyla iş dünyasının ahlaki değerlere ihtiyacı olduğu yakınmasının gündeme gelmesi de iş dünyasında girişimcinin örnek olma sorumluluğunun vazgeçilemez bir sorumluluk olduğunu bize göstermektedir.

Bir ekonomide girişimcinin örnek olma sorumluluğunu destekleyecek en önemli zemin, o toplumun ahlaki değerleri ile iş hayatına yön veren hukuk normlarıdır. Ahlaki değerler ile hukuk normları, bir yandan girişimin etik temellerini oluştururken diğer yandan girişimcinin de sahip olması gereken etik ilkelere rehberlik eder.