TEDE-PORT

Girişimcinin El Kitabı

Girişimcinin El Kitabı

İş Kurarken ve Geliştirirken Networkıng Adımları

Önceki bölümde Networking’in ne olduğu, ne olmadığı ve ana faydaları ele alınmıştır. Girişimcinin hayal, hedef ve yaşamını şekillendiren felsefenin networking olduğu işlenmiştir. Bu farkındalığa sahip olan bir girişimci nereden başlamalıdır? İlk atacağı adımlar nasıl olmalıdır? Bu bölümde, girişimcinin 10 adımda Networking’le başarıyı nasıl yakalayacağı adım adım aktarılacaktır.

2.1. Networking İhtiyacının Belirlenmesi - 1. Adım

Her şeyde olduğu gibi networking’de de yapmış olmak için yapmak, bir sonuç doğurmayacaktır. Aksine girişimci; ne için gittiğini bilmediği toplantılarda zamanını, parasını ve en önemlisi heyecanını yitirecektir. Networking ihtiyaçlarının belirlenmesindeki en önemli kriter hedeflerdir. Nasıl iş planı olmayan bir girişim, pusulasız bir gemi gibi kaybolmaya mahkûmsa hedefsiz networking de aynen öyledir.

Genellikle insanlar, hedeflerini üç ana kriterle oluştururlar; zaman, satış miktarı ve kazanç. Bir örnek vermek gerekirse girişimci hedeflerini oluştururken kaç sene içerisinde (zaman), ne kadar çalışması ve ürün/ hizmet üretmesi ve satması gerektiğini (satış miktarı) ve bunun sonucunda da ne elde edeceğini (kazanç) düşünür. Aslında iş planı da bu çerçevenin oluşmasına destek olur.

Networking, bu yaklaşıma dördüncü boyutu yani çevre faktörünü de dâhil etmeyi gerektirir. O da girişimcinin ve takım arkadaşlarının çalışmalarının her safhasında kendilerine “kiminle birlikte ve kimin desteğiyle?” sorularını yöneltip, cevaplandırmalarıyla oluşur.

Bu süreçte aşağıda yer alan İş Kurma Süreci Detaylı Aktivite Planı örnek alınmalıdır. Bu, bir girişimcinin hazırlıklı olması gereken ana süreçleri başarıyla özetleyen bir tablodur.

 width=

Bu doğrultuda girişimci, ilk adım olarak “İş Kurma Süreci Networking Planı” isimli ayrı bir tablo hazırlanmalıdır. Bu sefer aktivitelerin yanına networking stratejileriyle ilgili yeni sütunlar eklemelidir:

 width=

“En İyi Kim Bilir?” başlıklı birinci sütundaki amaç, networking ihtiyacının belirlenmesidir. Girişimci hedefi ve iş fikri doğrultusundaki temel aktiviteleri bağlantılarıyla tasarlamaya başlamalıdır. Bu çalışma yapılmadığında girişimci, çevresinin veya bir profesyonelin desteği olmayacağı için üstüne düşmeyen işleri yapmaya başlar. Bu da yine zaman, para, enerji kaybına sebep olur. Daha da önemlisi ana iş fikrinden uzaklaşılmasına sebep olur. Sonra da odak kaybolur.

Bu duruma açıklık kazandırmak adına “İş Kurma Süreci Networking Planı”ndaki ilk madde “İşyerinin Kiralanması” ile örneklendirme dikkate alınmalıdır. Girişimci, ilk sütundaki “En İyi Kim Bilir?” sorusunu kendine sormadığında farkında olmadan bir emlakçı gibi hareket etmeye başlar.

Girişimcinin günlerce doğru ofisi bulmak için sayfalarca ilanı taraması, mekânları ziyaret etmesi ve değerlendirmesi gerekecektir. Aslında yapacağı her ziyaret bir masraftır. Bu çalışma olmadan girişimci; ürününe, hizmetine ve ilgili iş modeline odaklanmak yerine her şeyi kendi yapma hatasını yapabilir.

Özetle, girişimcinin her eylem planını bir profesyonele veya çevrenin desteğiyle yetkin kişilere delege etmeyi öğrenmesi gerekmektedir. Bu hizmetler kimi zaman ücret karşılığı kimi zaman da ücretsiz desteklerle gerçekleşir.

Mesela “İşyeri Kiralanması” maddesinde şuna benzer, girişimci Networking ihtiyaç kararları, yer almalıdır:

  • Girişimcinin çevresinde yakın zamanda iş kurmuş diğer girişimcilerin isimleri: Çünkü buna benzer bir çalışmayı başkaları yakın zamanda yapmış olabilir. Bu tavsiyeler zaman kazandırır.
  • Tanıdıkların önerebileceği emlakçılar: Yeni bir emlakçıyla iş yapmak yerine tanıdıkların önerdiği bir emlakçı hem zaman, hem de para kazandırır. Genellikle uzun zamandır birinin çalışmalarını yapan emlakçı, komisyon ve anlaşma sürecinde girişimciye daha fazla destek olabilir.
  • Girişimcinin gayrimenkul işi yapan tanıdıkları: Girişimci her konuda daima ihtimallerin yüksek olduğu yerlerde durmalı ve ilgili kişilerle konuşmalıdır.

Yukarıdaki örnek doğrultusunda “En İyi Kim Bilir?” sütunu iş planının her kalemi için yazılı olarak gerçekleştirilmelidir.

 width=

Girişimci bu çalışmaya başlamadan önce aktiviteleri önceliklerine göre sıralamalıdır. Sonra da networking planına başlamalıdır. Yani işyeri kiralaması, önemli bir eylemdir. Ancak ana sözleşmenin hazırlanması veya pazarlama planına bağlı çalışmaların başlatılması çok daha önceliklidir.

2.2. Mevcut Çevrenin İncelenmesi - 2. Adım

Bir önceki bölümde girişimci, iş planındaki önemli aktiviteler için en iyi kimlerin bilme ihtimali olduğunu belirledi. Bir sonraki adımda ona en yakın olan kendi çevresini inceleyerek ilerlemelidir. Tabloya bir sütun daha ekleyerek iletişime geçebileceği ilgili isimleri ve kurumları not almalıdır.

Networking kitabında (2014) Belen’in araştırmaları iş kurma sürecinde aile ve yakın çevrenin %70 olumlu etkisi olduğunu göstermektedir. Öyle ki iş kurulduktan sonra gerçekleştirilen ve girişimin ayakta kalmasını sağlayan ilk müşteri referanslarının %70’i yine yakın çevreden gelmektedir.

O zaman girişimci, doğrudan iletişime geçebileceği yakın çevresini önemsemelidir. Çünkü tanıdıkların tanıdıkları kavramı, başarıyı getirir. Hiç tahmin edilmeyen aile fertleri ve arkadaşlar, girişimcinin en kritik kişilere ulaşmasını sağlayabilir. İş dünyasında buna benzer birçok başarı hikâyesi vardır.

Bunlardan en bilineni Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in başarı hikâyesidir. Bill Gates iki çocukluk arkadaşıyla resmen evlerinin garajında gerçekleştirdikleri çalışmaları, bir dünya devi Microsoft’a dönüştürmüşlerdir. Bu şirketin bugünkü konumuna dışarıdan bakan biri Bill Gates’in çok güçlü bir çevresi olduğu için başarılı olduğu kanısına varabilir. Oysa Bill Gates iki çocukluk arkadaşıyla hayata geçirdiği çalışmalarını, o dönemde bir kurumda çalışan annesiyle paylaşmıştır. Annesi, bu üçlünün ne kadar çok çalıştığını bildiği için onlara güvenmiş ve referanslarını seferber etmiştir.

Bu örnek, Networking’in sadece çok fazla kişi tanımak olmadığının, az ama doğru kişilerle de başarılı olunabileceğinin en iyi göstergesidir.

Girişimci ikinci adımda “İş Kurma Süreci Networking Planı” tablosuna “Mevcut Çevredeki Tanıdıklar” adlı yeni bir sütun açar. Buradaki amaç “En İyi Kim Bilir?” sütununda yazılan genel yaklaşımları detaylandırmaktır. Örnek vaka ele alınırsa “En İyi Kim Bilir?” için yazılan her satır karşısına girişimci ertesi gün gidebileceği ve danışabileceği kişileri ve kurumları yazmalıdır. Eğer hiçbir tanıdığı yoksa da moralini bozmadan “yok” yazmalıdır. Bu çalışmayı yaparken sadece “yok” yazarak kolaya kaçmamak gerekir. Önce yakın çevreye sormak ve sonra bu tespitleri yapmak daha doğru olur.

 width=

Şekil 9.7’de birinci sütundan yola çıkılarak ikinci sütunun detaylandırılması incelenirse;

Yakın zamanda iş kurmuş diğer girişimciler

Örnekte işyeri kiralama sürecinde girişimci “yakın zamanda iş kurmuş diğer girişimcileri” bir bilgi kaynağı olarak belirlemiştir. Mevcut çevredeki tanıdıklar arasında da üniversitelerin kuluçka merkezleri, KOSGEB ilişki ağı ve doğrudan tanıdığı Ali Cansu isimli kişiyi not almıştır:

Kuluçka Merkezleri: Üniversitelerdeki kuluçka merkezleri, girişimci yetiştirir. Bu çalışmayı yapan girişimci, kendi üniversitesinde böyle bir merkez olması halinde iletişime geçerek destek talep edebilir.

KOSGEB İlişki Ağı: KOSGEB Girişimcilik Eğitimi sürecinde girişimci, kendi gibi birçok kişiyle tanışır. Burada gerçekleşen tanışmalar sonucunda (KOSGEB ilişki ağı) diğerlerinin de deneyimleri değerli bir kaynak olur.

Ali Cansu: Son olarak girişimcinin iş kurduğunu bildiği ve doğrudan tanıdığı bir bağlantısı olması halinde iletişime geçmek üzere not alır (örnekte “Ali Cansu”).

  • Tanıdıkların önerebileceği emlakçılar

“Tanıdıkların önerebileceği emlakçılar”da ise girişimci mesela yakın bir arkadaşının üst katına yeni kiracıların taşındığını öğrenir. Onlarla tanışarak iş yeri kiralama araştırmalarıyla ilgili bilgi alır.

Özellikle küçük ilçelerde herkesi tanıyan muhtar ya da berber gibi meslek grubundaki insanlar çok değerli kaynaklardır. Çevredeki neredeyse her şeyden haberleri vardır. Günlük her türlü konuda destek ve bilgi almak için önemli bağlantılardır.

  • Gayrimenkul işi yapan tanıdıklar

Örnekte girişimci çevresine de sorduktan sonra, gayrimenkul işi yapan tanıdığı hiç olmadığı için “yok” yazıyor.

Yukarıdaki örnekte detaylı aktarıldığı üzere bu çalışma, iş planındaki tüm aktiviteler için tek tek ve özenle gerçekleştirilmelidir.

2.3. Tanışma Kararlarının Oluşturulması - 3. Adım

Tanışma kararlarının oluşturulması iki adımda gerçekleştirilir; tanıdıkların önceliklere göre sıralandırılması ve kimsenin tanınmadığı durumlarda yeni tanışma kararlarının alınması gerekir.

2.3.1. Tanıdıkların Önceliklere Göre Sıralandırılması

“Tanıdıkların önceliklere göre sıralandırılması” bazen insan seçmek gibi algılanır. Bu düşünce yanlıştır. Çünkü Business Networking Akademi’nin araştırmaları insanların cep telefonlarına kayıtlı kişilerin %5’inden azıyla herhangi bir ay içerisinde iletişimde olduğunu gösteriyor. Mesela telefon rehberinde 500 kişi kayıtlı olan biri, ay içerisinde en fazla 25 kişinin iletişimde oluyor. Aslında hiç aramadığı 475 kişi olduğu düşünülürse, konuştuğu 25 kişiyi önceliklere göre sıralandırılması oluyor. Önceliklere göre sıralama kavramına, ortak noktaların olduğu kişilerle karşılıklı daha fazla görüşme isteği olan kişiler olarak bakılmalıdır.

Bu doğrultuda, “Mevcut Çevredeki Tanıdıklar” sütununda not alınan kurum ve isimlerinin de önceliklere göre sıralandırılması gerekir. Herkesle görüşmeye çalışmak etkili bir yaklaşım değildir. Girişimci gereksiz görüşmeler yapmaktan kendi işini yapmaya zaman bulamaz.

Önceliklere göre sıralama, iletişime geçebilme hızı ve tanıdıklarla olan yakınlığa göre gerçekleştirilmelidir.

2.3.2. Yeni Tanışma Kararlarının Alınması

Bazen girişimci hangi bağlantıya ihtiyacı olduğunu, yani “en iyi kim bilir” sorusunun cevabını bilir. Ancak doğrudan ya da referans alabileceği hiçbir tanıdığı olmaz. Örnekte girişimci işyerinin kiralanması sürecinde “gayrimenkul işi yapan tanıdıkların” etkili bir iletişim noktası olduğunu belirliyor. Ancak hiçbir bağlantısı olmadığı için “yok” yazıyor.

Genellikle böyle bir durumda birçok girişimcinin omuzları düşer. Hatta kendini yetersiz dahi hissedebilir. Oysa bu durum, aslında girişimciye “iş geliştirme” yapabilmesi için harika bir fırsat tanır.

 width=

Daha önceki bölümlerde de paylaşıldığı üzere sıfırdan bir bağlantı kurmak, bir tanıdık aracılığıyla tanıştırılmaya göre daha fazla emek ve çaba ister. Ancak çevresindeki eksik ilişkileri tespit edip, yeni bağlantılar kurabilen bir girişimci için de her türlü engeli aşmak mümkündür.

Yukarıda paylaşılan örnek yöntem ile girişimci kimlerle tanışması gerektiğini belirlemeli ve mutlaka tanışmaya hazırlanmalıdır.

2.4. Tanışmaya Hazırlık - 4. Adım

Konu hazırlık olunca girişimci; iş planı, bütçe ve satın alma gibi birçok konu için hazırlık yapar. Maalesef aynı özen bir tanışma için gösterilmez. Oysa her yeni tanışma o kişiye ve onun çevresine açılan sihirli bir kapı gibidir.

Girişimci mutlaka tanışmayı planladığı kişileri, ait oldukları kurumları ve katıldıkları etkinlikleri araştırmalıdır. Hatta hiçbir şeyi atlamamak adına tanışmaya hazırlık listesini oluşturmalı ve adım adım uygulamaya geçmelidir.

2.4.1. Araştırma

1980’li yıllar ve öncesinde, e-mail, cep telefonu ve İnternet gibi hiçbir hızlı iletişim aracının olmadığı dönemde, tek kaynak yakın çevreydi. Bir girişimci, etkinlik ya da kuruluşla ilgili önbilgi almak istediğinde sadece doğrudan tanıdıklara danışabilirdi. İnsanların çevresinde genellikle sadece aynı sektörden kişiler olduğu düşünülürse o dönemde yeni ve farklı bir bağlantı hakkında araştırma yapmak gerçekten zordu. Oysa tanışma öncesi araştırma yapmak, tanışma sırasında hoşsohbetin oluşmasını ve daha sonuç odaklı toplantılar gerçekleşmesini destekler. Hatta uluslararası çapta tanınan kişisel gelişim uzmanlarından Brian Tracey, araştırma gibi planlamada harcanan her dakikanın uygulamada en az on dakika kazandırdığını tespit etmiştir.

Etkili networking için araştırma yöntemlerinden bazıları şöyle sıralanabilir:

Ağızdan Ağıza: Ağızdan ağıza en eski araştırma yöntemidir. Girişimci, ziyaret edilecek kişi ya da etkinlik hakkında fikri olduğuna inandığı çevresini arar. Burada önemli olan geri bildirimleri objektif olarak değerlendirebilmektir. Yani, herkesin beklentileri aynı değildir. Mesela, büyük hedeflerle bir organizasyona katılan ama istediği sonucu alamayan kişinin olumsuz görüşleri olacaktır. Oysa abartılı beklentisi olmayan bir başka kişi için aynı etkinliğin sonucu harika olabilir. Bu sebeple girişimcinin, çevresine soru sorması ve mutlaka geribildirim “nedenlerini” objektif olarak yorumlaması gerekir. Olumlu geri bildirim fazla iyimserliğe, olumsuz olan ise önyargılara sebep olmamalıdır.

Ön Arama: Eğer katılım yapılacak organizasyon ya da tanışılacak kişi önceden biliniyorsa, ön arama yapmak etkilidir. Yani verimli bir buluşma için bilgi, kaynağından alınır. Mesela organizasyon öncesi kayıt telefonu aranarak, nazik bir şekilde kimlerin katılacağı, konuşma programı ve diğer benzeri sorular sorulabilir. Bilgi alınamaması halinde, durumu kişiselleştirip sinirlenmemek gerekir. Aynı şekilde bir yöneticiyi ziyaret etmeden önce asistanını arayarak toplantı ile ilgili faydalı bilgiler talep edilebilir. Bu yaklaşım, kişi ve kurumun önemsendiğini de gösterir.

  1. Arama Motorları: Teknoloji ve İnternet her gün insanlar arası iletişimi köklü değişikliklere sürüklemektedir. Öyle ki, iletişim şeffaflaşmaktadır. Bugün kurumların İnternet sitelerinin olma zorunluluğu vardır. Bireylerin sosyal ağlardaki kişisel profilleri Google ve Yandex gibi arama motorlarında en üst sıralarda yer almaktadır. Etkinliklere katılımın dahi İnternet üzerinden yapılıyor olması organizasyonlarla ilgili fikir vermektedir. Girişimcinin herhangi bir buluşma öncesi arama motorları üzerinden araştırma yapması, ona toplantı öncesi fikir verecektir. Bu da, toplantının daha verimli geçmesini sağlayacaktır.

2.4.2. Hazırlık Listesi

Ön araştırma tanışmaya hazırlık sürecinde olmazsa olmazdır. Ancak girişimcinin her buluşma öncesinde aşağıdaki listeyi gözden geçirmesi, etkinliklere bakış açısını daha da geliştirecektir:

  1. Tanışma ve Asansör Cümlesi: “Asansör Cümlesi” benzetmesini bir senaryo ile anlatmak daha etkili olur. Girişimci, bir arkadaşının ofisini ziyaret eder. On beşinci katta asansöre biner. On dördüncü katta kapı açılır ve asansöre uzun zamandır tanışmak istediği yatırımcı biner. On dördüncü kattan lobiye yaklaşık 30-45 saniye süre vardır. Girişimci bu kadar kısa sürede kendini nasıl tanıtmalıdır ki, yatırımcının ilgisini çeksin, söyledikleri akılda kalsın ve hoş bir sohbet başlasın.

Girişimcinin ne yaptığını kısaca anlatan, karşısındakini soru sormaya yönelten ve hoşsohbeti başlatan tanışma metoduna “Asansör Cümlesi” denir.

Girişimci, asansör cümlesini her seferinde katılacağı etkinlik ya da buluşmaya göre yeniden gözden geçirmelidir. Çünkü arkadaş ortamındaki bir tanışmada kullanılacak asansör cümlesiyle bir iş toplantısındaki asansör cümlesi arasında önemli farklar bulunur. Birinde kişisel hobiden bahsetmek doğalken, diğeri daha çok iş dünyası ve başarı odaklıdır.

  1. Soru bankası: Tanışma cümleleri karşılıklı paylaşıldıktan sonra sohbetin devamı için her zaman soru sormak etkili bir yöntemdir. Çoğu zaman insanlar hazırlıksız oldukları için tanışma sonrası birbirlerine ne soracaklarını bilmezler. Heyecan başlar ve sağa sola bakmaya başlarlar. Konuşma soğuk bir “memnun oldum” cümlesiyle son bulur. Girişimci, katılacağı aktiviteye uygun soru kalıplarını önceden hazırlamalıdır. Mesela girişimcilikle ilgili bir konferans öncesi şu soruları sormak üzere kendine not alabilir:

“Konferansın açılış konuşmasını dinlediniz mi? Ne düşündünüz?”

“Bu etkinliğe yalnız mı katıldınız? Yoksa ekibinizle mi geldiniz?”

“Tavsiye ettiğiniz bir konuşmacı var mı?”

“Bu tarz etkinliklere sürekli katılıyor musunuz? Hangileri?”

Bu sorular her seferinde çoğaltılabilir ve her etkinlik öncesi farklılaştırılabilir. Önemli olan “evet, hayır” gibi kısa cevaplara sürüklemeyen sorular hazırlayabilmektir. Ayrıca girişimci, tanışma sırasında karşısındaki kişiyi gözlemlemeli, ilgisini anlamalı ve soru yağmuruyla sıkmamalıdır.

LCV: “Lütfen Cevap Verin” kelimelerinin baş harfleri olarak kullanılan bu tabir kısaca “LCV vermek” veya “LCV yaptırmak” şeklinde kullanılır. Bazı etkinlikler öncesi rezervasyon yaptırılması istenir. Girişimcinin buna dikkat etmesi, kapıda sıkıntı yaşamaması için önemlidir. Mekândaki yer limitli olduğunda, önceden kayıt yaptırmayanlar içeri alınmaz. Bu durumda girişimci ve yanındaki misafirleri zor durumda kalabilir. Stressiz bir katılım için LCV vermek önemlidir. Ayrıca, LCV yaptıranların iletişim bilgileri, organizasyon sahipleri tarafından genellikle bir veri tabanına kayıt edilir. Bu da, girişimcinin ileri tarihteki davetlerden de haberdar olması anlamına gelir. LCV vermenin diğer bir faydası, kayıt yaptıranların çoğu zaman yaka kartlarının önceden hazırlanmasıdır. Böylelikle, kayıt sırasında zaman kaybı yaşamazlar.

Son olarak, çoğu zaman LCV verenlere organizasyon programı, olası son dakika değişiklikler ve diğer etkinlik sırasında faydalı olabilecek ön bilgiler e-mail atılır.

Program ve Gündem: Etkinliğin programını incelemek, konuşmacıları araştırmak, konu başlıkları hakkında okumak ve etkinliği düzenleyen kurumları incelemek birçok fayda sağlar. Bu çalışma, girişimcinin hiç tanımadığı bir ortama bilgi sahibi olarak gitmesini ve kendini iyi hissetmesini sağlar. Ayrıca, tanışması sırasındaki sohbetini de zenginleştirir.

Giyim: Genellikle davetiyelerde giyimle ilgili içeriğe yer verilir. Girişimcinin mutlaka giyim hususuna dikkat etmesi gerekir. Çünkü giyim ilk izlenimin önemli bir parçasıdır. Etkinlik web sitesinde ve davetiyesinde giyim tarzı hakkında herhangi bir uyarı bulunmaması durumunda, rezervasyon numarasından kurum aranmalıdır.

Resmi giyimin olduğu bir toplantıya kot pantolonla gitmek gibi, herkesin rahat giyindiği (business casual) bir ortama, takım elbiseyle katılmak da olumsuz etki yaratır. Gündeme göre giyinmek en doğal yaklaşımdır.

Zamanlama: Etkinlik programlarında “kayıt” olarak adlandırılan zaman dilimini maalesef birçok kişi park etme ya da oyalanma gibi gereksiz bir bölüm olarak görür. Oysa herhangi bir toplantıya erken gelmenin birçok faydası vardır. Öncelikle, erken varınca son bir kez daha etkinlik öncesi asansör cümlesinin düşünülmesi ve kartvizit organizasyonu gibi hazırlıklar yapılabilir. Ayrıca birçok kişi yalnız gelir. Sonra, tanıdıkları birileriyle karşılaşıp, gruplaşırlar. Bu sebeple, gerek konuşmacılar, gerek diğer tek katılımcılarla en rahat sohbet aslında kayıt sürecinde olur.

Girişimci, etkinlik öncesi zaman kaybı ve gecikmeye sebep olabilecek trafik, park ve rezervasyon (LCV) gibi unsurlara dikkat etmelidir. Kötü bir başlangıcı düzeltmek zordur.

Kartvizitler: Etkili bir tanışma ve sohbetin devamında mutlaka kartvizit değişimi gerçekleşmelidir. Yoksa konuşulan her şey anlık olur. Girişimci, yanında daima 30 ila 50 kartvizit taşımalıdır.

Aksesuarlar: İş dünyasının bazı aksesuarları, hiçbir zaman girişimcinin yanından eksilmemelidir. Tükenmez kalem, kartvizit büyüklüğünde boş not kâğıtları ve sohbeti başlatma etkisinde bir dernek rozeti gibi birçok aksesuar örnek olarak sıralanabilir. Ancak tükenmez kalem ve kâğıt bu listede önceliklidir. Girişimci kendi kartvizitini sunsa dahi, sık sık başkalarında olmadığını fark edecektir. Samimi bir tanışmada, rahatlıkla karşı tarafa kalem ve boş kâğıdı uzatarak iletişim bilgilerini alabilir.

Networking Arkadaşı: Kimsenin tanınmadığı bir etkinliğe yalnız gitmek çoğu kişinin tercihi olmaz. Bu durum, birçok fırsatın kaçırılmasına dahi sebep olur. Bu sebeple, girişimci kendisine bir Networking arkadaşı bulmalıdır. Böylelikle, iki arkadaş hem katıldıkları etkinliklerde yabancı hissetmezler hem de rahatlıkla yeni kişilerle birlikte tanışırlar. Girişimci, networking arkadaş seçimini son dakikaya bırakmamalıdır. En az bir ya da iki hafta öncesinde kendi duruşuyla uyumlu birini bulmalıdır. Davet edilen kişinin yakınlığına göre hazırlık sürecindeki bu listenin üzerinden birlikte geçilebilir.

Motivasyon: Tüm hazırlıklar tamamlandığında, girişimcinin kendini motive etmesi kadar etkili başka hiçbir adım yoktur. Etkinliklerde insanlar tebessüm taşıyan olumlu kişilerle konuşmayı tercih ederler. Girişimci; zor bir gün geçirmiş olabilir ya da girişimcinin enerjisi yerinde olmayabilir. Ancak, yeni insanlarla tanışmanın ne kadar heyecan verici olduğunu kendine hatırlatmalıdır. Zor günü geride bırakmalı ve tanıştığı kişileri dinleyebilmesi için motivasyonunu yükseltmelidir.

 

2.5. Tanışma Sırasında - 5. Adım

İyi bir hazırlık önemli olmakla birlikte asıl etki uygulamada, yani tanışma sırasındadır. Bir etkinliğin girişinden içeride ilerleme ve hatta ayrılmaya kadar olan süreçte yapılacaklar, tanışmanın başarısında esastır.

2.5.1. Başlarken

Kayıt masası, herkesin hızla geçmek istediği ve sıkıldığı bir noktadır. Oysa kuyrukta beklerken sohbeti başlatmak için iyi fırsatlar vardır. Böylelikle girişimci yalnız katılmış bile olsa daha içeri girerken yeni bağlantıları olmuş olur. Rahat hissetmek, bir etkinliğe yüksek enerjiyle başlamak için iyi bir yöntemdir.

Kayıt masasında insanlar alışkanlıktan hızlıca kendi yaka kartlarını arar, bulur ve içeri geçerler. Oysa diğer katılımcıların yaka kartlarına da göz atmak, iyi bir fikirdir. Önceden diğer katılımcıların kim olduğu öğrenilememişse o anda katılımcı profiliyle ilgili fikir edinme fırsatı doğar.

Kayıt masasında genellikle organizasyonun üst yönetimini tanıyan temsilciler olur. Onlarla yapılacak küçük sohbetler de tanıştırılmalara vesile olabilir.

Bu yaklaşım, henüz ilk dakikalarda girişimciye birçok tanışma fırsatı sunar.

2.5.2. İlerlerken

Genellikle kayıt bölümünün hemen arkasında gruplar birikir. Bu topluluklar daha çok birbirini tanıyan kişilerdir. İnsanların kendilerini rahat hissettirmek için yaptıkları ilk şey, tanıdıklarını arayıp bulmaktır. Tıpkı güvenli bir liman gibi. Girişimci, girişte karşılaştığı tanıdıklarıyla el sıkıştıktan hemen sonra mutlaka kendine belirlediği hedefler doğrultusunda hareket etmelidir.

Başlangıçta tüm mekânı baştan sona dolaşmalıdır. Fikir sahibi olmalı ve öyle ilerlemelidir. Genellikle önce yeni bağlantılara yönelmek etkilidir. Çünkü tanıdıklarla başka bir zamanda buluşmak üzere de randevu alınabilir. Oysa yeni insanlarla tanışmak için etkinlikler, her zaman bulunmayan fırsatlardır. Organizasyonun ortasına doğru tanıdıklara yönelerek ilişkiler güncellenebilir.

Girişimci tek katılmışsa tanışmak için ya kendi gibi tek kişileri seçmeli ya da kalabalık gruplara yönelmelidir. Son seçenek olarak iki kişinin sohbetine dâhil olmayı denemelidir. Çünkü iki kişi arasında tek bir gündem vardır. Yani onlara katılmak için sohbeti bölmek gerekir. Bu da hoş karşılanmaz. Diğer taraftan tek kalmış kişiler ile üç ve üzerinde büyük gruplarla sohbet etmek daha kolaydır.

Tek başına duran kişiler, daha çok yiyecek ve içeceklere yakın bölümde bulunurlar. Burası herkesin rahatlama noktasıdır. Tanışma konusunda heyecanlı kişilerde çapraz eller ve bacaklar veya duvara yaslanma gibi vücut dili sinyalleri görülür. Tebessümle yanaşıp sohbet başlatmak onları rahatlatır.

Büyük gruplarda biri yaklaştığında genellikle grup kendiliğinden açılır. Büyük grupların yeni katılanları dâhil eden bir tutumu vardır. Girişimcinin gruba kendini asansör cümlesiyle tanıtması ve herkesle tek tek el sıkışması gerekir. Sonrasında grup içinde uygun bir yerde konumlanıp sohbet etmeye başlayabilir.

Hazırlık bölümünde seçilen networking arkadaşıyla katılım yapılmışsa ilk dakikalarda mekânı incelemek gerekir. Sonra mutlaka ayrılmalı, farklı kişilerle tanıştıktan sonra karşılıklı tanıştırılmalıdır. Bu yaklaşım, kısa bir sürede girişimcinin yalnız başına tanıyabileceğinden çok daha fazla katılımcıyla tanışmasını sağlar. İş yemekleri ve öğlen buluşmalarında da benzer yaklaşımlar sonuç getirir. Mesela günümüzde halen yuvarlak masa etrafındaki insanların birbirine “merhaba” dahi demeden, tüm akşam yan yana yemek yediklerine rastlanır. Oysa medeni olmak, aynı ortamın paylaşıldığı kişilerle kısa dahi olsa tanışmaktan geçer.

Girişimci, tanışmak için insanları beklememelidir. İnisiyatif almalıdır. İlk eylemi gerçekleştirmeli ve öncülük yapmalıdır.

Ayaküstü sohbet ederken konuşan kişiyle göz teması kurmak önemlidir. En iyi iletişimciler doğru soruları sorup, dikkatle dinleyenler olarak bilinirler. Girişimci de bu tekniği uygulamalıdır. Sesin tonu tekdüze olmamalıdır. Konu anlatımında, önemli noktalarda vurgu yapmak dinleyen dikkatini koruyabilmek adına önemlidir.

Aynı şekilde vücut dili de birçok mesaj verir. Mesela el sıkışması, göz teması kurulduktan sonra tebessüm ve içtenlikle yapılır. Bazen insanlar ellerini adeta ölü bir balık gibi uzatırlar. Bu durum son derece olumsuz bir ilk izlenim bırakır. Zayıf bir el sıkışması, güvensizlik, isteksizlik ve memnuniyetsizlik hissini verir. Bu da düşük enerjiyle başlayan bir bağlantı demektir. Çok sert sıkmak ve iki elle kapatarak sıkmak da yapılmaması gereken diğer olumsuz örneklerdir.

Etkinlik süresince girişimcinin aklının bir yerinde zaman faktörü sürekli olmalıdır. Bir sohbet beş dakikadan daha fazla uzuyorsa farklı bir günde buluşma önerilebilir. Konuşan kişinin sözünü kesmeden bunu belirtmek önemlidir. Böylelikle, girişimci bütün etkinlik boyunca bir kişiyle, sadece mecburiyetten konuşmaz. Konuşma sırasında saate bakmak ilgisizlik göstergesi olarak algılanabilir. Bu sebeple, girişimci süreyi hisleriyle tahmin etmelidir.

Sohbet aralarında mutlaka bir iki dakikalık molalar verilerek kartvizitler üzerine hatırlatma notları alınmalıdır. Bu şekilde girişimci tanıştığı herkesi rahatlıkla etkinlik sonrasında hatırlar.

2.5.3. Ayrılırken

Bir sohbet ya da etkinlikten sessizce ayrılmak yanlış bir davranıştır. Kimse bakmadığı bir anda gitmek samimiyetsiz bir yaklaşımdır. Oysa insanlar sohbete dalarlar ve tekrardan girişimciye yöneldiklerinde girişimcinin “hoşça kalın” dahi demeden gitmiş olmasını yadırgarlar.

Ayrılırken mutlaka medeni bir şekilde vedalaşmak gerekir. Ayrılma anına kadar kartvizit değişimi olmamışsa veda sırasında da bu fırsat doğar. Üstelik insanların girişimciyi hatırlaması dahi kolaylaşır.

Bir organizasyondan ayrılırken ev sahipliğini yapan kurumun başkanını ve yetkililerini bulmak ve teşekkür etmek önemlidir. Olumlu geri bildirimler paylaşarak ayrılmak, yepyeni iyi bağlantılara da vesile olabilir.

2.6. Takip Stratejilerinin Belirlenmesi - 6. Adım

En başarılı hazırlık ve tanışma, etkili takip olmadan anlamsızdır. Networking’de takipsizlik, suya yazı yazmak gibidir.

Takibi doğru tanımlamak son derece önemlidir. Girişimcinin mevcut ve yeni tanıdıklarını işi düşmeden araması başarılı bir yaklaşımdır; sebepsiz aramak ve hal hatır sormak gibi. Ancak bunun sıklaştırılması insanları rahatsız edebilir. Aynı şekilde girişimci her aradığında bir talepte bulunuyorsa bir süre sonra girişimcinin yanıt alamadığı telefonlar da sıklaşabilir.

Girişimci bağlantılarını kayıt ettiği cep telefonu ve bilgisayarındaki adres listesine mutlaka arama sıklıklarını not almalıdır. Mesela bayram gibi özel günler, girişimcinin aramayı atladığı kişilere kendini hatırlatması için harika fırsatlardır. Özel günleri toplu mesajlarla harcamamak gerekir.

Girişimci, dönemsel olarak en az altı ayda bir, yarım gün zaman ayırmalı ve bağlantılarını işi düşmeden arayıp onların hatırlarını sormalıdır. Girişimci sadece hatır sormak yerine bir de bağlantılarının hedeflerini, ihtiyaçlarını anlar ve her seferinde onlara bir değer katarsa ilişkilerini güçlendiren bir takip olur.

Takip, ilişkilerin sürekliliği için esastır. Bununla birlikte e-posta ve telefonla iletişim hiçbir zaman yüz yüze görüşmenin yerini tam anlamıyla tutamayacaktır. Girişimci, mutlaka dönemsel olarak birebir görüşme fırsatını yaratmaya özen göstermelidir.

Bir etkinlik veya toplantı sonrası alınan kartvizitlere en geç bir hafta içinde geri dönüş yapılmalıdır. Ayaküstü konuşma sırasındaki sohbet konularına değinmek hatırlatıcı olur. Toplantı sonrası iletişimde girişimci, kendine ayrılan zaman ve ilgi için teşekkür edebilir. Ayrıca tanışma sırasında mesela bir araştırma raporunun gönderilmesi gibi bir söz verildiyse mutlaka geri dönüş yapılmalıdır.

Takibi yapılmayacak sözler, hiç verilmemelidir.

Girişimci tanışma sonrası takip için şu eylemleri değerlendirmelidir:

  • Telefon: Sürpriz bir telefon yılda iki kez yeterlidir. Diğer aramaların bir tür amacı ya da faydası olması gerekir. Sürpriz ziyaret ise aynı etkiyi yaratmayacaktır. Yoğun tempo içerisinde randevu almadan gelen biri, olumsuz karşılanabilir.
  • Araştırma - Makale: Tanışılan kişinin sektörüyle ilgili bir makale paylaşımı, önemsendiği ve hatırlandığı mesajını verir. Girişimci, makale benzeri paylaşımları her zaman kişiselleştirilmiş bir mesajla aktarmalıdır. “Merhaba” dahi yazılmadan yönlendirilen mesajlar, bir süre sonra okunmayacaktır.
  • Davetiye: Girişimci üyesi olduğu bir dernek buluşması veya kültürel bir etkinlik için davetiye gönderebilir. Önemli olan davet edilecek kişinin ilgilenmesidir. Bu tarz davetleri göndermek için tanışma sırasında sohbet etmiş olmak daha etkili olur.
  • Öğle Yemeği: Daha ikinci görüşmede öğle yemeği fikrine herkes sıcak bakmayabilir. Bu yaklaşım, daha yakın bağlantılar için değerlendirilmelidir.
  • Destek: Sosyal ağlarda veya bir ilanda girişimcinin tanıştığı kişinin ya da kurumunun bir ihtiyacını gördüğünde (mesela iş ilanı) doğru kişileri önererek destek olması yapıcı bir takip yöntemidir.
  • Tebrik: Aynı destek konusunda olduğu gibi girişimcinin bağlantılarının başarılarından haberdar olduğunda birkaç dakika ayırarak onları tebrik etmesi ilişkinin güçlenmesini sağlar. Sosyal ağlar ve medya, bu haberlere ulaşmak için en etkili kaynaklardır.

2.7. Tanıştırmanın Önemi ve Püf Noktaları - 7. Adım

Girişimcinin tanıştığı herkese yardımcı olması zordur. Aynı şekilde herkesle iş birliği yapması da mümkün değildir. Ancak yine de her tanışma anına önem verilmelidir. Çünkü eğer iletişim bilgilerini aldığı kişilerin neyle uğraştıklarını ve daha da önemlisi ne başarmak istediklerini anlarsa buradan yeni bir bakış açısı doğacaktır: tanıştırmanın gücü.

Özellikle 1.1.2 bölümünde de paylaşıldığı üzere tanıştırma, bir girişimcinin ilişki ağlarını ördüğü yegâne iletişim aracıdır.

Bir örnekle detaylandırmak gerekirse girişimci katıldığı bir etkinlikte İngiltere’ye ihracat yapmak isteyen bir gömlek üreticisiyle tanışır. Aynı etkinlikte veya ilerleyen günlerde Türkiye’den alım yapmak isteyen İngilizlerle yani ithalatçı firma yetkilileriyle de tanışır. Bu durum, birbirinden haberi olmayan iki tarafı bir araya getirmek ve tanıştırmak için harika bir fırsattır.

Örnekteki benzer durumda birbirini bulmaya çalışan binlerce insan var. Ancak tanıştıkları kişilerle sohbet etmedikleri, hedeflerini bilmedikleri ve “nasıl yardımcı olabilirim?” şeklinde düşünmedikleri için tanışma odaklı adımları atamıyorlar. Çünkü çoğu zaman insanlar, önce kendilerini düşünüyorlar. Özellikle de ticari ilişkilerde tanıştıkları kişinin mesleği ya da sektörü ilgi alanlarında değilse sohbeti hızla sonlandırıyorlar. Oysa az önceki İngiltere örneğinde girişimci tekstil sektörüyle ilgisi olmasa da tarafları tanıştırabilirdi. İki tarafı birbiriyle tanıştırsa belki de yıllar boyunca sürecek başarılı bir ticaretin bağlantı noktası, yani referansı olacaktı.

Doğal olarak insanlar ortak ilgi alanları olmadığında daha az görüşürler. Bu duruma, farklı sektörlerdeki girişimci ve profesyonellerde sık rastlanır. Genel kitleye hitap eden bir etkinlikte tesadüfen tanışırlar. Ancak farklı sektörlerde oldukları için mesleki buluşmalarda bir daha karşılaşmazlar. Bir süre sonra taraflardan biri de aramıyorsa bağlantı kopar.

Bu sebeple tanıştırmak, girişimcinin çevresine sunabileceği büyük bir güç ve değerdir.

Özellikle başarılı tanıştırmalarda, bu durumdan minnettar iki taraf ve tanıştıran bulunur. Dennis Regan ve daha sonra birçok araştırmacının yaptığı çalışmalarda (1971), insanların kendilerine destek olan kişileri daha fazla kolladıkları tespit edilmiştir. Borçlu olduklarını hissettikleri için daha fazla yardım etmek istedikleri gözlemlenmiştir. “Reciprocity” adı verilen bu araştırma aslında en basit haliyle minnettarlıktır.

Girişimcinin başarılı tanıştırmalar yaparak çevresine ve girişimcilik ekosistemine destek olması gerekir. Zaman içerisinde onu sürekli destekleyen ve düşünen bir bağlantı ağı ancak bu şekilde oluşabilir.

Tanıştırmanın püf noktaları şöyle sıralanabilir:

  • İnsanları tanıştırmanın olumlu olduğu kadar olumsuz sonuçları da olabilir. Mesela çok överek tanıştırılan biri, diğer kişiyi ticari olarak aldattığında tanıştıran sorumlu tutulur. Bu sebeple girişimci çevresini birbiriyle tanıştırırken dengeyi korumalıdır. Özellikle kendi birebir ticaret yapmadığı insanları birbirine önerirken daha dikkatli davranmalıdır.
  • Girişimcinin iki kişiyi tanıştırırken kendi beklentisini yönetmesi de şarttır. Tanıştırdığı iki kişi başarıyla ticaret yapmaya başladığında kendisine neden kazanç sağlamadıklarını düşünmesi doğru değildir. Ticari beklentiler varsa mutlaka tanıştırma öncesinde taraflarla açık ve net bir şekilde paylaşılmalıdır. Aksi halde girişimci, iki iyi bağlantısını da tanıştırma sürecinde kaybedecektir.
  • Tanıştırma sırası da önem taşır. Önce deneyimli kişiyi tanıttıktan sonra diğer kişinin kim olduğu belirtmek gerekir. Aynı şekilde önce yaşı daha fazla olan, sonra genç olan tanıtılmalıdır. Bunlar kural değildir. Ancak insanların önyargılı yaklaşmaması için faydalı detaylardır.
  • Tanıştırılacak kişileri zor durumda bırakmamak çok kritiktir. Yani girişimcinin hiçbir giriş yapmadan “Tanışın!” demesi, faydadan çok strese sebep olur. Bu doğrultuda girişimci tanıştıracağı kişilerin ne yaptıklarını ve tanışmalarının neden faydalı olabileceğini her iki tarafa da ayrı ayrı söyleyerek ilerlemelidir.
  • Tanıştırdıktan hemen bir gün sonra arayarak sonuç sormak, hoş karşılanmayabilir. Tanıştırılan kişiler hemen hareket etmeyebilirler. Zaman içerisinde birbirini daha yakından tanıyarak işbirliği yapabilirler. Ancak tanıştırdıktan belli bir süre sonra mutlaka her iki taraftan da geri bildirim almak faydalıdır. Girişimci, tanıştırdığı kişinin hiç geri dönüş yapmadığını, telefonlarına çıkmadığını ya da olumsuz bir yaklaşımını öğrendiğinde mutlaka önlem almalıdır.

2.8. Tanınma ve Kişisel İmajın Oluşturulması - 8. Adım

En etkili tanınma yöntemi zamanla ve istikrarla gerçekleşendir. Tanınmak, aslında tanışma ve tanıştırmanın bir sonucu olarak hayata geçer.

Bazı aksiyonlar girişimcinin tanınma sürecini hızlandırır. Bu adımları sıralamadan önce girişimcinin tanınmasının neden önemli olduğunu anlamak gerekir. Aksi halde tanınmaya çalışmak, bir şova dönüşürse girişimci asli amacından çıkmış olur.

Girişimci için tanınmak; kişiliği, işi ve girişimiyle hatırlanmak demektir. İnsanlar kötü de tanınabilir, iyi de. “Reklamın iyisi kötüsü olmaz” deyimi, konu girişimci ve tanınma olunca kesinlikle geçerli değildir. Kötü tanınmak, kötü ün anlamına gelir. İnsanların kötü deneyimlerini iyilerine göre daha fazla paylaştığı düşünülürse itibar networking’de esastır.

İyi tanınan bir girişimci, zaman içinde çevresinin başarısıyla daha ileri seviyelere gelir. Çünkü insanlar, kariyerlerinde yükselirken yanlarında güçlü bağlantılarını da yukarı taşımak isterler. Gerek ticari projelerini gerekse en kritik bilgilerini paylaşarak girişimciyi geliştirirler.

Ayrıca tanınmak, hatırlanmak demektir. Girişimcinin işiyle ilgili fırsatlarla karşılaşanların aklına ilk olarak girişimciyi aramak ve bilgilendirmek gelir.

Tanınma sürecini hızlandıracak bazı adımlar arasında şunlar sıralanabilir:

  • Girişimci, ilişkilerin sürekliliğini sağlamak için çevresine her fırsatta destek olur; çevresinde iş arayanların CV’lerini alır; ilgilendiğini belirtir ve uygun bağlantılar olduğunda tanıştırır.
  • İşiyle ilgili olumlu gelişmeler olduğunda dönemsel olarak çevresiyle paylaşır. Büyük başarılarda arkadaş ve müşterilerine küçük davetler verir.
  • Deneyimlerini çevresiyle ve girişimcilik ekosistemiyle her fırsatta paylaşır.
  • Paylaşımlarını blog ve izinli e-bülten paylaşımlarıyla düzenli bir hale getirir.
  • Üniversiteler ve iş insanları derneklerinde konusuyla ilgili sunum yapar. Soruları insanlara yardımcı olacak şekilde yanıtlar.
  • Bir sonraki bölümde paylaşıldığı doğrultuda kitle önünde sunum yaparak geniş kitlelere ulaşır.
  • Sosyal ağlardaki profilinin, paylaşımlarının ve İnternette hakkında çıkan haberlerin vizyonunu temsil etmesine özen gösterir. Olduğu ve göründüğü kişi aynıdır. Doğaldır, güven verir.
  • Girişimini aksatmayacak şekilde vatanına destek olacak gönüllü projelerde görev alır.

2.9. Kitle Önünde Sunum - 9. Adım

Girişimciler kuruluş, gelişme ve büyüme sürecinde birçok defa birilerini ikna etmek için sunum yaparlar. Örneğin:

  • Ekiplerini ararken ve girişimci yarışmalarında kendilerini anlatmaya çalışırken,
  • Kamu ya da özel kurumların hibe programları ve jüri karşısında terlerken,
  • Yatırımcı sermayesine ulaşmaya çalışırken.

Etkili sunum bir süreçtir. Girişimcinin hayalleriyle başlar, iş fikri, iş modeli, çevresi ve planlarıyla şekillenir. Sunumuyla da hayat bulur. Yani iyi bir sunum, girişimciyi başarıya ve daha geniş bir kitleye ulaşma yolunda önemli bir adımdır.

2.10. Networking’de Sosyal Ağların Kullanımı - 10. Adım

Sosyal ağların girişimci ve diğer tüm bireylerin hayatında ne kadar önemli bir yer almaya başladığını anlamak için Jeff Bullas’ın paylaştığı araştırma sonuçlarını (2014) incelemek gerekir:

  • İnternet kullanıcılarının %72’si sosyal ağları aktif olarak kullanıyor.
  • 18-29 yaş arasındakilerde kullanım %89’a ulaştı.
  • 30-49 yaşta ise bu oran %72, 50-60 yaş %60 ve 60 üzeri %43 seviyesine geldi.
  • Kullanıcıların %71’i artık sosyal ağlara mobil aygıtlarla bağlanıyor.

Yukarıdaki veriler sosyal ağların yayılım ve kullanım hızını gösteriyor. Girişimcinin bu konuya bakış açısını etkileyecek diğer bir nokta da kullanıcıların sosyal ağlara duyduğu güvendir. Manhattan Research tarafından yapılan araştırma sosyal ağlardaki iletişimin insanların tedavi kararlarını dahi (seçecekleri doktor, hastane, tedavi şekli vb.) %53 oranında etkilediğini tespit etmiştir. Yani her geçen gün bireyler ve kurumlar, sosyal ağlardaki deneyim ve paylaşımları daha fazla dikkate almaktadır.

Bu doğrultuda, girişimcinin sosyal ağları kullanması ya da kullanmaması artık bir tercih değildir. Mutlaka sosyal ağlarda özellikle de LinkedIn’de aktif olunması gerekir.

İş Dünyasında LinkedIn ile Networking (2018) kitabında vurgulanan ve dikkat edilmesi gereken adımlar şöyle sıralanabilir:

  • Girişimci hangi sosyal ağda olacağına (Facebook, Linkedin, Twitter, vb.) ve her birinde nasıl bir duruş sergileyeceğine karar vermelidir.
  • Hangi ağ olursa olsun profilini özenle, eksiksiz ve yazım hatasız olarak hazırlamalıdır.
  • Kullandığı profil resminin mümkünse bir fotoğraf stüdyosunda çekilmesine özen göstermelidir. Hatırlanması için her kanalda aynı resmi kullanmalıdır. Dönemsel olarak hepsini aynı anda güncellemelidir.
  • Facebook genellikle sosyal paylaşımlar, LinkedIn ise daha çok iş dünyası için kullanılmaktadır. Twitter ise her iki anlamda da görüş paylaşmak için etkilidir.
  • Girişimcinin sosyal ağlardaki paylaşımlarında mümkünse tek bir odağı olmalıdır. Girişimi, sektörü ve uzmanlık alanıyla ilgili paylaşımları önceliklidir. Siyasi, politik ve dini paylaşımlardan olabildiğince uzak durmalıdır.
  • Sosyal ağlar üzerinde girilen tartışmalar, okuyanları olumsuz etkiler. Önyargı oluşturmalarına sebep olur. Sosyal ağlardaki tartışmalardan uzak durmak gerekir.
  • Yeni biri girişimciyi bağlantı olarak eklediğinde, gerçek hayatta olduğu gibi mesafesini ilk etapta korumalıdır. Yani ayarlardan yeni eklenen kişinin profilinde neleri görüp, neleri göremeyeceğini seçmelidir.
  • Girişimini aksatmayacak şekilde çevresinin profil güncellemelerini incelemeli ve bunlarla ilgili notlar almalıdır. Kariyer değişiklikleri, yeni başarılar ve atılımları içten bir tebrikle takip etmelidir.
  • Sosyal ağlardaki mesleki gruplara üye olmalıdır. Burada uzman kişilerle tanışmalıdır. Ayrıca faydalı bilgileri zaman zaman paylaşarak gruptakilere de destek olabilir.
  • Özellikle LinkedIn’de tanıdıkların tanıdıkları görüntülenebilir. Bu durumda girişimciye güvenen çevresi, onlarla tanışmasına vesile olabilirler. Bunun için, girişimcinin kritik bağlantıları tespit etmesi ve uygun bir şekilde destek talebinde bulunması gerekir.
  • Girişimci birçok etkinlik ve organizasyon hakkında sosyal ağlardan bilgi alabilir. Birçok organizasyon daveti, sosyal ağlarda paylaşıldığı için diğer katılımcıların kimler olduğunu dahi görülebilir. Bu da girişimciye etkili hazırlık fırsatı tanır.
  • Girişiminde gelişmeler olduğunda çevresini durum paylaşımıyla kısaca güncellemelidir.
  • Çevresine faydalı olabileceğine inandığı seçilmiş haber ve araştırmaları, önce kendisi okumalıdır. Sonra eğer isterse özetleyerek profilinde paylaşabilir. Tamamı okunmayan hiçbir şey paylaşılmamalıdır.
  • En az üç ayda bir sosyal ağlardaki şifrelerini değiştirerek olası bir hesap hacklenmesini önlemelidir.
  • Girişimci, kendisine doğrudan gelen mesaj, soru ve paylaşımlara en geç 48 saat içerisinde geri dönmeye özen göstermelidir.
  • Girişimci, kendi profilinde başkalarının paylaşımlarına onay mekanizması koyması gerekir. Bu doğrultuda resimler, reklamlar ve videolar girişimcinin profilinde sadece kendi onayı ile yayınlanır.
  • Sosyal ağlarda önce kendi kişisel profilini oluşturmalıdır. Buna alıştıktan sonra girişiminin kurumsal profilini açmaya yönelmelidir.
  • Kurumsal profil yönetimi için alanında uzman firma ve personelle çalışmalıdır.