Girişimcinin El Kitabı
Özsermaye Bulmaya Yönelik Finansman Türleri
Özsermaye (özkaynak) finansmanı temel olarak iki şekilde olur. Bunlar:
- Girişimcinin kendi parasını sermaye olarak koyması veya girişime başlangıçta ortak alınması
- İşletmede yaratılan kaynakların kullanılması (otofinansman),
Girişimcilikte özsermaye ile finansman, girişimci ortakların işletmeye kendi paralarını kaynak olarak koyması veya dışarıdan yeni ortak alınarak bu ortakların koydukları kaynaklardan yararlanılmasıdır. Burada girişimci ya da girişimciler işletmeye ya kendi paralarını koyarak sermaye sağlamakta ya da yeni ortaklar vasıtasıyla fon sağlanmaktadır. Bu noktada kullanılabilecek temel finansal kaynaklar; melek yatırımcılar, risk sermayesi ve halka açılmadır.
Bir diğer kaynak ise işletme kurulduktan sonra ortaya çıkan durumdur. Girişim başarılı olup işletme kâr ettiğinde dönem kârından işletmenin kârı üzerinden ödenecek vergilerin düşülmesi ile net kâr bulunur. Net kâr işletme ortakları olan girişimci ve varsa ortaklarına aittir. İşletme ortakları isterlerse, kârdan ayrılması gereken bazı tutarlar (kanuni yedekler) düşüldükten sonraki kısmı kâr payı olarak alırlar veya kâr payı almayarak kanuni yedekler düşüldükten sonra kalan net kârın bir kısmını veya tamamını işletmede bırakırlar. İşte işletmede bırakılan bu tutarlar otofinansman sağlar (işletmenin kendi yarattığı kaynaklarla finansman) ve özsermaye ile finansmanın bir çeşidini oluşturur (Aktaş, 2017).
Girişimcilerin ortak bulmaya yönelik temel finansal kaynak türleri; melek yatırımcılar, risk sermayesi şirketleri ve halka açılmadır. Aşağıdaki şekil, girişimcilerin işlerini büyütürken hangi aşamada hangi kaynaktan daha fazla yararlandığı hakkında bilgi sunmaktadır:
Aşağıdaki şekilde de görüldüğü gibi işin başlarında ortak bulma konusunda melek yatırımcılardan, daha sonra ise işi büyütmek için girişim sermayesinden yararlanılabilir.
3.1. Melek Yatırımcılar
Girişimciler, başlangıçta işlerini öz sermayeleri veya eş ve çevrelerinden elde ettikleri sermaye ile kurarlar. Literatürde melek yatırımcı, Türkiye’de ise Bireysel Katılım Sermayedarı olarak bilinen bu yatırımcılar girişimcilere erken evrede destek olurlar. Melek yatırımcılar; yatırım açısından daha riskli olan erken evredeki girişimlere genellikle küçük miktarlarda (100.000 TL-1.000.000 TL) finansman ve bu finansmanla birlikte satış, pazarlama, insan kaynağı tedariki ve eğitimi, yönetim gibi hususlarda da destek olan varlıklı şahıslardır. Türkiye’de Hazine Müsteşarlığı tarafından 15.02.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Bireysel Katılım Sermayesi Hakkındaki Yönetmeliğinde göre Bireysel Katılım Yatırımcıları; iki takvim yılı içerisinde yıllık geliri en az 200.000 TL veya menkul ve gayrimenkul varlıklarının toplamı 1.000.000 TL olan, son 5 yıl içerisinde en az iki yıl, yıllık cirosu 25.000.000 TL olan bir şirkette en az Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonunda çalışılması vb. tecrübe kriterlerini sağlayan, kişisel maddi varlık ve tecrübelerini başlangıç aşamasındaki şirketlere aktaran gerçek kişiler olarak tanımlanmıştır” (Er, vd., 2015:40).
Görüldüğü gibi iş melekleri, sağladıkları fonlar karşılığında işletmeye ortak olurlar ve yönetimde kontrol hakkı elde ederler. Melek yatırımcılar girişimciye sadece finansal destek değil aynı zamanda 9. Bölümde vurgulandığı üzere iş ağı (network) ve knowhow (işin nasıl yapılacağı konusundaki bilgi) desteği de sağlar. Belki de bu iki destek, girişimciye sağlanan finansal destekten çok daha fazla önemlidir. Zira girişimcinin işi büyütmesi için iş ağını büyütmesi ve işi konusundaki teknik bilgisini de geliştirmesi şarttır.
İş meleklerinin amacı, firmada ortak olarak sürekli kalmak değildir. Halka arz veya hisselerini başka yatırımcılara, proje fikrinin ilk sahiplerine veya diğer firmalara satmak gibi bir çıkış stratejileri olan iş melekleri genellikle 5-7 yıl içinde firmadan çıkışı planlarlar. İş melekleri, her projeyi değil başarı şansı yüksek orijinal projeleri finanse ederler.
3.2. Risk (Girişim) Sermayesi
Risk ya da girişim sermayesi, finansal gücü yeterli olmayan genç ve hızlı büyüyen firmaların yatırım fikirlerini gerçekleştirmesine imkân tanıyan ortaklığa dayalı bir yatırım finansman biçimidir. Risk sermayesi, yatırımın başında değil daha sonraki aşamasında olan girişimciye destek verdiği için melek yatırımcıya kıyasla daha az risk alır.
Türkiye’deki ilk girişim sermayesi bankalar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla kurulan ilk şirket Vakıf Risk A.Ş. olup şu anda Türkiye’de 6’sı halka açık olmak üzere toplam 12 adet girişim sermayesi yatırım ortaklığı (GSYO) firması bulunmaktadır. Her ne kadar GSYO’lar farklı yatırım alternatiflerini bünyelerinde taşısalar da yatırım alternatifleri içerisinde girişim sermayesi yatırımları, önemli bir ağırlık teşkil etmektedir. Bu ağırlık, her geçen gün de artmaktadır (Er,vd., 2015:36-38).
Türkiye’deki girişim sermayesi yatırım ortaklıkları, çekirdek aşamasındaki girişimleri riskli buldukları için bunlara yatırım yapmamaktadır. Türkiye’de tercih edilen girişimciler; fikir aşamasını geçmiş, firmasını kurmuş ve kâr elde etmeye başlamış ancak büyümek, yatırımlarını devam ettirebilmek amacıyla finansmana ihtiyacı olan girişimcilerdir.
Görüldüğü gibi risk sermayesi şirketi, girişime özsermaye niteliğinde yatırım yapar ve böylece şirketin kontrol hakkının bir kısmını da üzerine alır. Ancak yönetim deneyimini yatırım yaptığı şirkete yansıtır. Melek yatırımcılar gibi risk sermayesi şirketleri de girişimciye sadece finansal destek değil network ve knowhow desteği de sağlar.
Risk sermayesi şirketi de belirli bir süre sonra hisselerini satarak ortaklıktan çıkmak ister. İş meleklerini ve risk sermayesini kullanacak girişimcilerin çok iyi projelerinin olması gerekir. Ayrıca kurulan şirketin büyüme potansiyelinin olması ve girişimcilerde şirketin kontrolünü paylaşma isteğinin bulunması bu desteğin alınması açısından hayati önemi haizdir.
3.3. Halka Açılma
Girişimcilerin şirket kurarken hangi hukuki şirket yapısını seçeceği önemlidir. Tüzel kişilik yapısı olan limited şirket, ülkemizde anonim şirkete göre sayıca daha fazladır. Bu tercihin çoğu, bilinçli bir seçime dayanmamaktadır. Örneğin Türk Ticaret Kanununda son yapılan değişiklikle anonim şirket yapısı, limited şirket yapısına kıyasla daha cazip hale getirilmiştir. Bu cazip yönlere ilaveten anonim şirketler, halka açılıp özsermayeyi güçlendirmeye imkân vermesi açısından da büyüme yönünden avantaj sağlamaktadır. Halka açılan şirket kendisine yeni ortak bulmuş olur. Yeni ortaklar şirketten hisse alarak hisse senedinin sağladığı haklara sahip olur. Bu haklar şunlardır:
- Kârdan pay alma hakkı
- Tasfiyeden pay alma hakkı
- Bedelsiz pay edinme hakkı
- Yeni pay alma hakkı (rüçhan hakkı)
- Genel kurula katılma hakkı
- Oy hakkı
- İnceleme ve denetleme hakkı
Öncelikle bilinmesi gereken şey, Sermaye Piyasası Kanununa göre ancak anonim şirketlerin halka açılabilme hakkının olmasıdır. Hisse senetlerini halka arz etmek için anonim şirketlerin izlemesi gereken bir prosedür vardır. Bu prosedürün en önemli aşaması ise halka arz için Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izin alınmasıdır. Hisse senetlerini halka arz eden anonim şirket, arz işlemi bittikten sonra artık halka açık anonim şirket olur. Halka açık anonim şirketler daha sonra finansmana ihtiyaç duyduklarında sermayelerini arttırıp artırılan sermayeyi temsil eden hisseleri mevcut ortaklarına (şirketin hisselerini halen elinde bulunduran yatırımcılar) rüçhan haklarını kullandırmak yoluyla satabilirler. Rüçhan haklarının kullanılmasından sonra kalan hisseler (rüçhan haklarını kullanarak artırılan sermayeyi temsil eden, yeni hisseleri almak istemeyen mevcut ortaklardan kalan hisseler) halka arz yoluyla satılarak da fon temin edilebilir. Bu tür halka arzlara ise “ikincil halka arz” adı verilir. Halka açık bir anonim şirket, artırılan sermayeyi temsil eden hisseleri mevcut ortakların rüçhan haklarını kısmen veya tamamen kısıtlayarak belirli yatırımcılara da satabilir. Bu tür hisse satışına “tahsisli satış” adı verilir. Daha önce de ifade edildiği gibi sadece anonim şirketler, hisselerini halka arz ederek sermaye piyasasından özsermaye şeklinde fon temin edebilirler (Aktaş vd., 2017:138).